Ceyda Caglayan
İSTANBUL, 13 Nisan (Reuters) – Türkiye yönetim sistemini değiştirecek referandum için sandık başına gitmeye hazırlanırken; artan siyasi kutuplaşma, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL, güvenlik kaygıları ve geleceğe ilişkin bir dizi belirsizlikten endişe duyan çok sayıda beyaz yakalı Türk, AB ülkeleri başta olmak üzere yurtdışına yerleşme arayışında.
Aralarında avukat, ekonomist, mühendis ve bankacıların da bulunduğu çok sayıda beyaz yakalı, yurtdışında iş bulmak ya da bir üniversite programına kaydolmak suretiyle oturma izni alma yoluna giderken; bu alternatifleri olmayanlar ise yurtdışında gayrimenkul yatırımı yaparak oturma izni almanın peşinde.
“Yaklaşık 1.5 senedir yurtdışına yerleşmeyi düşünüyorduk. Ancak Türkiye’de son 6-7 aydaki gelişmelerden sonra net bir şekilde gitmeye karar verdik” diyen Savaş Ersoy (37) bir avukat.
İlaç sektöründe çalışan eşine Danimarka’dan gelen iş teklifi üzerine bu ay Kopenhag’a yerleşmeye hazırlanan Ersoy, daha önce reddettikleri iş teklifini bu sefer kabul ettiklerini belirtiyor.
“Daha önce de eşime yurtdışından iş teklifi gelmişti. Kabul etmemiştik, niye gidelim demiştik. Ama 15 Temmuz sonrası gelişmeler, referandum, başkanlık mevzusu, işler çığırından çıktı. Altı ay sonrasında ne olacağını bilemiyoruz. Ülkede birçok yerde bomba patlıyor. Üç yaşında kızım var ve Avrupa daha güvenli.”
Türkiye, başkanlık sistemini de öngören anayasa değişiklik teklifini 16 Nisan’da referanduma götürüyor. Türkiye’nin yönetim sistemini değiştirecek ve Cumhurbaşkanına geniş yetkiler verecek değişiklik teklifi, başta yargı olmak üzere anayasal kurumların yapısında da bir dizi değişikliği beraberinde getiriyor.
Telekom sektöründeki işinden istifa ederek, mühendis eşinin iş bulduğu Almanya’ya gitmeye hazırlanan Feray Akşit (36) de, yurtdışına yerleşme kararı alanlardan.
“Bir kız çocuğu annesiyim. Ülkedeki belirsizlikler, eğitimde yapılan değişiklikler, müfredatın gittikçe bilimden kopuk hale gelmesi bizde bazı kaygılar yarattı. Çocuğumuzun bir dünya vatandaşı olarak yetişmesi için çıkış noktalarından bir tanesi buydu” diyen Akşit, şöyle devam ediyor:
“Güvenlik açısından da 5-6 sene önceki rahatımız yok. Kalabalık yerlerden endişe eder hale geldik, sosyal hayat kısıtlandı… Önce acaba doğru mu yapıyoruz diye şüphemiz vardı. Ama referandum kararı sonrası önümüzdeki yılların daha da belirsiz hale geleceği düşüncesi, kararımızın şu an için doğru olduğunu ispatladı.”
Son bir yıldır İslam Devleti örgütü ve PKK tarafından Türkiye’de gerçekleştirilen saldırılar güvenlik endişesi yaratıyor. Son dönemdeki en büyük saldırılardan biri yılbaşı gecesi İstanbul’daki bir gece kulübüne yapılmış ve 39 kişi hayatını kaybetmişti.
ANKARA ANLAŞMASI İNGİLTERE’YE TALEBİ ARTIRIYOR
Uzun yıllar bankacılık sektöründe çalıştıktan sonra İngiltere’de finansal danışmanlık firması kuran Gökhan Gökçeoğlu (41) ise Ankara Anlaşması vizesi olarak bilinen ECAA kapsamında bir süre önce İngiltere’ye yerleşmiş.
Paskalya dolayısıyla İstanbul’a tatile gelen Gökçeoğlu, bu yöntemle İngiltere’ye yerleşen çok sayıda Türk bulunduğunu belirterek, “Vatandaşlığa giden en hızlı alternatif olduğu için bu programı uygulayıp ailemle yurtdışına yerleştim. İngiltere’de yaşayan biri olarak söyleyebilirim ki son dönemde beyaz yakalı, iyi yetişmiş insanların talebinin arttığını gözlüyorum” diyor.
Çalışma seçeneğiyle yurtdışına giden çok sayıda beyaz yakalının yanı sıra, farklı alternatifleri deneyenlerin başvurduğu yöntemlerden biri de öğrenci statüsüyle oturma izni almak.
Eşi Kanada’da mutfak sanatları üzerine eğitime başlayan Kutluğ Doğanay da, finans sektöründen bir beyaz yakalı:
“Kanada’ya öğrenci yoluyla gitmeyi uygun bulduk. Çünkü bizim için en hızlı yöntem buydu. Çocuğum eğitim hayatına bu yıl başlayacak ve eğitimine tercih ettiğim sisteminde başlaması için hızlı bir yöntem seçtik… Çoğu insan gibi ileriye dönük kaygılar taşıyorum. Ekonomi ve istihdam piyasası ile ilgili kaygıların yanı sıra, fikirlerin özgürce tartışılmadığı yerlerde bireylerin de potansiyelini tam çıkaramayacağını düşünüyorum. Bu geçici bir süre olabilir ama o riski alamazdık.”
GAYRİMENKUL YATIRIMI OTURMA İZNİ İÇİN GÖZDE SEÇENEK OLDU
Oturma izni almak isteyenlerin izlediği bir diğer yöntem ise yurtdışında gayrimenkul yatırımı yapmak. Gelir düzeyi daha yüksek kesimin başvurduğu bu yöntem, son aylarda AB ülkelerinde gayrimenkul alımına yönelik çok sayıda tanıtım organizasyonunu da beraberinde getirmiş durumda.
Portekiz’de gayrimenkul yatırımı yaparak oturma izni alınmasına yönelik İstanbul’da düzenlenen bir tanıtıma katılanlardan biri de eğitim danışmanı Tolga Gürses (42).
“İlgi, beklediğimden çok daha fazlaydı. Yaklaşık 200 katılımcı vardı. Biraz üzücü olsa da, yurtdışında yaşama seçeneğine büyük ilgi var” diyen Gürses şöyle devam ediyor:
“İnsanlar ülkelerinden ayrılmak istemeseler de, zorunluluktan gidiyorlar. Ne yazık ki bu ekonomik bir zorunluluk değil. Ekonomik düzen sağlayamadıklarından değil, aksine iyi bir ekonomik düzenleri olmalarına rağmen yaşam alanlarının daraldığını gören birçok kişi bu tehditten kaçmak için gidiyor.”
YUNANİSTAN’A İLGİ ARTIYOR
Gayrimenkul yatırımında son dönemde öne çıkan ülkelerden biri de Yunanistan. Bir dönem politik çekişmeler nedeniyle Türkiye’nin gündeminde olan ülke, şimdi sağladığı uzun dönemli oturma izni, coğrafi yakınlık ve kültürel benzerlik nedeniyle Türkler için “B planı” haline gelmiş durumda.
Bu ilgiyi fark edenlerden biri olan Cenk Tanman, Yunanistan’da gayrimenkul yatırımı yapmak isteyenlere yönelik “komsudaeval.com” sitesini kurmuş.
“Son dönemde Yunanistan’a gözle görülür bir talep var. Yunanistan’ı bir B planı olarak, orada bir gayrimenkulümüz olsun, aynı zamanda oturma iznimiz olsun, vize problemi yaşamayalım düşüncesiyle tercih ediyorlar” diyen Tanman şöyle konuşuyor:
“Yunanistan’a yoğun ziyaret var. Bunların yakında hızlı bir şekilde satışa dönüşmesini bekliyorum. Talep ağırlıklı olarak oturma izni için gerekli olan 250,000 euroluk gayrimenkullere yönelik. Bunun çok üzerine çıkmak istemiyorlar çünkü bunu bir alternatif olarak düşünüyorlar.”
15 yıldır Yunanistan’da yaşayan İstanbul kökenli Selcan Türk de kurduğu Yunanistan Emlak ile bu ilgiyi satışa dönüştürenlerden. Mart’ta düzenledikleri tanıtım turuna 10’larla ifade edilecek sayıda Türk’ün Yunanistan’a gelerek emlak piyasasını incelediğini; satışa dönüşen ise üç işlem olduğunu belirten Türk şöyle konuşuyor:
“Türklerin Yunanistan’a ilgisi 5-6 aydır dramatik şekilde arttı. Ekonomik seviyeleri çok yüksek olmasa da ellerindeki tüm imkanları kullanıyorlar. Bilmem neredeki evimi satayım, yazlığımı satayım burada gayrimenkul alayım diyorlar. Ağırlıkla bir B planım olsun, yurtdışında güvende bir yatırımım olsun, oturma izni de elimizde olsun diye düşünüyorlar.”